top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıDr. Betül Can

Sınav Kaygısı Üzerine...



Kaygı nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır?

Kaygı evrensel bir korkudur. Bir uyarıcı karşısında hissettiğimiz duygudur. Kaygı; stres yaratan bir uyaranla karşı karşıya kaldığımızda davranışsal, fiziksel ve zihinsel olarak yoğun bir uyarılma durumudur.


Bir şey meydana gelmeden önce o şeye karşı hissetimiz duygu durumdur. Aslında bir şeyi yorumlama durumudur. Korku değildir. Olay olmadan korkunun korkusu durumudur. Köpekten korkarız köpek vardır ama kaygıda köpek olmasa da ya köpek çıkarsa düşüncesinin hissettirdiğidir.


Dinazorlardan, aslanlardan kaçan dedelerimiz bize bu korkuyu miras bırakmıştır. Eğer kaçmasalardı hayatta kalamazlardır. Demek ki kaygı aslında düşünüldüğü kadar kötü değildir.

Herhangi toplantıya girmeden, uçağa binmeden önce, ameliyata girmeden önce ya da dişçi randevusuna giderken, trafikte belli düzeyde bir kaygı duyarız. Bu durumlarda da adeta bizi dışarıda aslan kovalıyormuş durumundaki gibi aynı tepkileri veriyoruz.


Kaygı veren durum her neyse onu beynimiz algıladığında direk beynin duygulardan sorumlu amigdala bölgesi aktif olur. Dışarıdan gelen uyarıcıları hızlıca yorumlayan amigdala tehdit var der. Hayatta kalabilmek için: “Kaç, savaş, don.” diyerek aksiyon almamızı ister. Ve gerekli sinyalleri merkezi sinir sistemine yollar. Adrenalin kortizon testestoron hormonları salgılanır. Bu süreçte beynimizin mantıklı tarafına tekabül eden prefromtel kortex yani ön beyin olaya geç dahil olur.


İşte dedelerimizin dinazordan kaçarken yaşadığı duyguları bizim için önem derecesi yüksek bir sınava girerken de hissederiz. Kaygıyı ortaya çıkartacak şey olduğunda vücudumuzda sempatik sinir sistemi devreye girer. Aynı dinazor ya da aslan kovalarken vücudumuzda oluşan tepkiler biz sınava girerken de oluşabilmektedir. Sınav tehditi, aşağılanma ve başarısızlık bizde adeta aslanla karşılaşmış hissi yaratıyor.


Kaygının Belirtileri Nelerdir?

Kaygı esnasında fizyolojik olarak hızlı ve kesik nefes almaya, kalp atışlarının yükselmesine, mide bulantısına, başağrısı, terleme, tuvaletin gelmesi, baş dönmesi gözlemlenebiliyor. Bu fizyolojik tepkilere çok fazla maruz kaldığımızda beynimizdeki hücreler zarar görüyor. Konsantrasyon bozuklukları, bilgiyi çağırmada sıkıntı, hatırlayamama, yoğun amigdala fonksiyonları kaygıyı artırıyor. Ergenlikte bu süreç daha çok gözlemlenebilir.

Kaygı uyandıran şey karşısında ilkel beynimiz bizi ölüm kalım meselesi haline getirir. Aslan ve kaplan karsısında ölüm kalım savaşı vererek savaş kaç ya da don tepkisini verdiğimiz gibi sınava da aynı şekilde tepki veriyoruz. Zihin sınav olayını hayatta kalman için mücadele ediyor. Sınavla ilgili bir sürü senaryo yazıp bunlara hazırlıklı ol diyor.


Peki bu durumda sınav kaygısı nedir?

Sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıya “sınav kaygısı” denilir.

Belirli oranda kaygı gerekli ama o oranı geçtiğinde zararlı. Motive eden unsurdur. Daha uyanık ve dikkatli olmamızı sağlar. Fakat kontrolsüz kaygı kişinin gerçek performansını göstermeyi engelleyebilir.


Öğrencilerin kendi kendileriyle yaptıkları olumsuz konuşmalar gerçekçi olmayan düşünce biçimlerinin yansımalarıdır.

Kişi sınavda elde edilen başarısızlığı hayat başarısızlığı olarak düşünürse veya başarısızlık ihtimali üzerinden iyi bir geleceğinin olamayacağına inanırsa kaygı potansiyeli yükselmeye başlar. Bu durumda sınav, kaygı yaratan bir unsur haline gelir.

Sınav kaygısı yaşayan kişilerin dile getirdikleri düşünceler:

  • Sınavı kazanamazsam benim için her şey biter.

  • Bu sınavda başarılı olamazsam herkese rezil olurum.

  • İstediğim puanı alamazsam insanlar, ailem benim hakkımda ne düşünecek?

  • Çalışacağım pek çok konu var nasıl yetiştireceğim?

  • Ailem benim için bu kadar fedakarlık yaptı, mutlaka kazanmalıyım.

  • Sınavda aldığım not iyi. Ama benden daha iyileri var, asla istediğim yeri kazanamayacağım.

  • Acaba mezunamı kalcaz.

  • Öceki dönemde keşke sunu yapsaydık daha iyi mi olurdu?

  • Asla istediğim okula giremeyeceğim.

  • Sınavdan önceki gecelerde aşırı heyecanlanıyorum, uyuyamıyorum, sınav anında bitkin oluyorum ve başarılı olamıyorum.

  • Çok fazla çalışıyorum ama sınava girdiğimde bilgilerimi organize edemiyorum

  • Dikkatimi sınav sonuna kadar sürdüremiyorum.

  • Sınav anında aklıma birkaç gün önce yaşadıklarım, arkadaşlarım vb. geliyor gibi düşüncelerden ötürü yoğun bir şekilde kaygısı yaşamaktadır.

Sınav Kaygısının Nedenleri Nelerdir?

Kendisini başarıyla anlamlandıranlar. Başarıyla kimliğini özdeşleştirenler. Aldığı puanla kendini var edenler. Bireyin sınavı kendisini ölçmek için kullanılan bir yöntem olarak algılaması durumu sınav kaygısının artmasına yol açar.

Bireyin başarısını ve mutluluğunu tek bir seçeneğe indirgemesi (Fen lisesini ve ODTÜ’yü kazanırsam dünyanın en mutlu insanı olacağım) Birey tarafından sınavı kazanma halini başarıya ve mutluluğa bağlaması sonucunda sınav kaygısının artar.

Mükemmeliyetçilik ya hep ya hiççilik. ( ya ODTÜ ya da hiçbir üniversiteye gitmem)

Diğer öğrencilerle kıyaslanacağı ve başarısız olacağı korkusu.

Sınav sonucunda olumsuz geri bildirim alırsa bunu yakınlarına, büyüklerine ve sınav neticesinde başarılı olan akranlarına nasıl açıklayacağı ve küçük düşme korkusu, yargılanma, eleştirilme korkusu.

Sınava gerektiği kadar çalışamadığını düşünmek.

Hiç önemsemeyenler: sınavda hiç önemli değil ki sınava çalışıp başarısız rezil olacağıma çalışmam sınava girmem.

Ebeveynlerini ve sosyal çevresini hayal kırıklığına uğratma korkusu, beklentilerini yerine getirememe korkusu.

Sosyal çevresinde başarısız görülmek negatif söylemle karşılaşacağı endişesi ve kabul görmeme endişesi.

Yüksek beklentiler.

Kıyaslanma.

Ailenin çocuğu koşullu sevmesi.

Çocuğun yeteneğinin üzerinde zorlanması.

Zihinsel Nedenler

a) “Ya hep ya hiç” Tipi Düşünmek: Birey eğer istediği gibi sınavda başarılı olamazsa kendisini başarısız olarak görür.

b) Aşırı genelleyici olmak: Birey yaşadığı herhangi bir olumsuz durumdan hareketle diğer durumlarda da kendisini başarısız olarak nitelendirir.

c) Zihinsel Süzgeç: Bireyin sadece olumsuz detaylara odaklanarak gerçeğin tamamını olumsuz olarak görmesidir.

d) Olumlu durumları olan geçersiz saymak: Bireyin sebebini kendisine göre biçimlendirerek olumlu olan durumları göz ardı etmesidir. Hep kötü denemelerine odaklanmak

e) Hızlı bir sonuca ulaşmak: Kişinin kesin delilleri olmadığı halde olumsuz bir yorum yapmaya olan eğilimidir.

f) Abartmak ya da önemsiz kılmak: Bireyin kendi başarılarını küçümseyerek başkalarının başarıları övmesi durumudur.

Sınav kaygısı performansınızı önemli ölçüde etkilen bir durumdur. Sevindirici olan şudur ki uzman desteği ile yönetilebilir. Malesef aileler genelde sınava yakın süreçlerde çözüm aramaktadır. Uzun vadede sonuç alabilmek için sınava yakın değil sınav sürecinden çok daha önce uzman bir klinik psikologdan destek almak oldukça önemlidir.

bottom of page