Dr. Betül Can
Dijital Çağda Doğru Yer, Zamanı Doğru Okumaktan Geçer…

Sanayi devrimi ile birlikte artan makineleşme o dönemdeki insanların hayatında büyük dönüşümlerin olmasına sebebiyet vermişti. Modernitenin temel dinamikleri olan artan uzmanlaşma ve iş bölümü, kırsaldan kent merkezlerine olan göçü artırmış, kadınların iş piyasasına girişini kolaylaştırmıştı. Özellikle 1900’ların başları ile birlikte Avrupa’da yaşanan ekonomik değişimler, sosyal değişimleri de beraberinde getirmişti. O süreçte zamanı doğru okuyanlar yaşanan değişimler karşısında en uygun pozisyonu almalarını sağlamıştı. Dijital çağın hızlı değişimleri beraberinde getirdiği zamanı doğru okumak ve bu çağda en uygun pozisyonu almak için gelin 21. yüzyıl değişmelerine birlikte bakalım. 21. yüzyıl, teknolojideki görülmemiş büyüme ve sonrasındaki bilgi patlaması ile dijital çağın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Yeni teknolojiler ve araçlar neredeyse günlük yaşantımıza girmeden kendilerini yenilemekte ve sürekli geliştirmektedir. Bu değişime paralel olarak, 21. yüzyılda insanların iş yaşamında, sivil vatandaş olarak ve kendini gerçekleştirme bağlamında sahip olması gereken yetenekler 20. yüzyıla göre oldukça farklılık göstermekte ve bireylerden beklentiler de değişmektedir (Dede 2009; Wagner, 2008a). 1990’lardan bu yana başlayan bilgi çağı, 2000’lerle daha farklı bir boyuta evirildi. Pandemi dönemiyle birlikte belki de henüz değişimler için 20 yıla ihtiyaç varken yaşanan sosyal dönüşümlerin meydana gelmesini hızlandırdı. Daha fazla bilimsel bilgiye ve teknolojiye ihtiyaç duyar haline geldik. Sosyal izolasyon bizi daha fazla online yakınlaşmalara itti. Sosyal bir varlık olan insan belki de tarihin hiçbir döneminde bu kadar yakın ama bir o kadar uzak olmadı. İnsanoğlunun var oluşunu tehlikeye sokan yalnızlık duygusu bizi daha fazla online olarak var olmaya itti. Böylece adeta daha fazla teknolojiyle haşır neşir olduk. Ve teknoloji hayatımızın hiç olmadığı kadar merkezine oturdu. Hal böyle olunca birçok günlük ve yaşamsal aktivitelerimizin seyri hızlı bir değişime maruz kaldı. Daha fazla online alışverişler, online eğitimler, online seminerler ve arkadaşlıklar bizlere farklı bir konfor alanı açtı. Yüz yüze etkileşim olmaksızın da bir şeylerin öğrenebilmesinin mümkün olduğunu deneyimledik. Peki bu hızlı yaşanan dijital çağda geleceğin meslekleri nasıl bir dönüşüme uğrayacaktır? Geleceğin getireceği sosyal ve ekonomik dönüşümleri erken fark etmek gelecek planında kendimize uygun doğru pozisyonlarda konum almamızı sağlayacaktır. Bu doğrultuda artan dijitalleşme otomasyon yapay zeka gibi gelişmeler geleceğin mesleklerini, pozisyonlarını belirleyecek. Önümüzdeki yıllarda sektörde olası değişmelerle ilgili beklenen öngörüler şu şekildedir: Tarım ve inşaat sektöründe beklenen düşüşler söz konusuyken artan otomasyonla birlikte artan boş zaman turizm, eğlence rekreasyon faaliyetlerinin merkeze alındığı meslekler yükselişe geçecektir. Aynı zamanda uzayan yaşam ömrü ile birlikte artan sosyal bakım faaliyetlerine de önemli ölçüde rağbet artacaktır.
Evrimsel biyolojiden değişmeler karşısında en hızlı uyum sağlayanın ayakta kalacağını biliyoruz. Peki sosyal değişmeler karşısında hızlı değişmelerin kaçınılmaz olduğu dijital çağa uyum sağlamak için ne yapmak gerekli? İlk olarak 21. yüzyıl bizlerden neler bekliyor? Hangi yetkinlikler ön plana çıkacak ve ben bu yetkinliklere ne kadar sahibim? sorularının cevaplanması gerekli. Maalesef eğitim sistemimiz hala 19. yüzyıl metotları ile devam ediyor. Dolayısıyla kendi bireysel çabalarımız ile 21. yüzyıl yetkinlikleri doğrultusunda kendimizi geliştirebileceğimiz bir zorunluluk hasıl oluyor. 21. yüzyıl yetkinliklerine genel olarak baktığımızda: teknoloji yetkinlikler yani temel dijital yetkinlikler, teknoloji tasarım, mühendislik, bilimsel araştırma ve veri analizi gibi yetkinlikler en yüksek gereklilikler arasında değerlendiriliyor. Diğer yandan girişimcilik, empati yani çevreyle uyum, ileri düzeyde iletişim ve adaptasyon becerileri, yaşam boyu öğrenme gibi sosyal yetkinlikler ön plana çıkıyor. Ancak 21. yüzyılda doğru yerlerde konum almak bu hem teknolojik hem de sosyal yetkinlikleri sentezlemekten geçiyor. Burada atılacak adım, kişiliğimizin güçlü zayıf taraflarımızın neler olduğunu fark etmek ve bu doğrultuda 21. yüzyılın ihtiyaç duyduğu yetkinlikler doğrultusunda bir gelişim planı hazırlamak. Sonuç olarak anlıyoruz ki dijital çağ dijital insanlardan artık, hızlı değişim ve gelişmelere uyum sağlayabilmeleri, ulaşılan bilgiyi yaşamlarında kullanabilmeleri ve buna bağlı olarak da toplumda yer edinebilmeleri, doğru kararlar alabilmeleri, üretken olabilmeleri ve toplumda yaşam sürebilmeleri için ihtiyaç duyulan becerilere sahip olmaları beklenmektedir.
EĞİTİM VE AİLE DANIŞMANI
DR. BETÜL CAN